Bir teşebbüste, girişimde bulunma fikrine bizi en çok iten sebepler arasında patron ya da yönetici baskısından bunalmış olmak, gelirimizin yetersiz gelmesi, girişimimizin çok güzel bir fikir olduğunu düşünmek ve daha bir çok neden sayılabilir. Fakat içinde bulunduğumuz olumsuz şartlardan kurtulmak ve daha iyi şartları elde etmek adına düşünmeden hareket etmek bir girişimi felakete sürükler. Bu nedenle bir girişimde yapılan en sık hatalara bakalım...
Nasıl bir girişimde bulunursanız bulunun, söz konusu girişim için az ya da çok bir sermayeye ihtiyacınız vardır. Girişiminizin kayda değer olabilmesi için firma kurmanız bile kayda değer bir sermaye gerektirir. Firmayı açmak için ihtiyaç duyulan bir sürü unsurun giderleri, muhasebeci gideri, ofis tutulacak ise her ay ciddi miktarda ofis giderleri, tanıtım giderleri, eleman alınacak ise eleman giderleri derken daha para kazanmadan çok ciddi miktarda giderleriniz olur.
En önemlisi de söz konusu girişimin hali hazırda bekleyen bir geliri yok ise yani girişimde bulunduğunuz andan itibaren gelir elde etmek için çaba göstermeye başlayacaksanız, en az 2-3 ay hiç gelir elde etmeyecek şekilde düşünmeniz ve hazırlık yapmanız gereklidir.
Tüm bunların neticesinde girişiminiz için en ince ayrıntısına kadar gider hesabı yapmalı, ortaya çıkan rakamın en az 1 buçuk, 2 katı sermayeyi hazırda bulundurmalısınız. Çünkü mutlaka hesaba katmadığınız bir gider çıkacaktır.
Şirketi kurdunuz, masanıza oturdunuz, "hadi şimdi girişimin web sitesini yapalım" ya da "hadi artık müşteri bulmaya başlayalım" derseniz maça 2-0 geriden başlamışsınız demektir. Çünkü şirketi kurduğunuz andan itibaren giderleriniz işlemeye başlar. Giderleriniz işlemeye başladıktan sonra gelir elde etmek için hazırlıklar yaparsanız, gerekli hazırlığı bitirene kadar hem vakit hemde nakit kaybedersiniz.
Karşılaşılabilecek sorunlara dair de hazırlık yapmamanız, girişimde bulunduktan sonra çok ciddi ve çeşitli sıkıntılara neden olur. Eğer girişiminizi sekteye uğratacak sorunlar ile girişimde bulunduktan sonra karşılaşırsanız, bu girişiminizin geleceğini ciddi oranda tehlikeye sürükler.
Yeterli Bilgi ve Tecrübe Sahibi Olmamak
En sık yapılan hata ise ilgili girişimde bulunanların çok para kazandığını görüp, aynı girişimde bulunmaya heves edilmesidir. E-Ticarete dair yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayıp, "E-Ticarette çok para kazanan var. Oturdukları yerden para kazanıyorlar. Bende E-Ticarete giricem" şeklinde düşünenlerin çoğu batmıştır. Çünkü E-Ticaretin sadece para kazandıran bir girişim modeli olmasının yanı sıra çok çeşitli sıkıntıları, giderleri, bilinmesi ve yapılması gerekenleri vardır.
E-Ticaret sitesini kurduktan sonra "Aaa! Satış yapmak için SEO çalışması da mı yapmak lazımmış? SEO ne ki?" derseniz o E-Ticaret sitesi kepenklerini kapatmaya mahkumdur.
Ön hazırlık yapmamakla eş değer nitelikte rakip analizi yapmakta ziyadesiyle önemlidir. Eğer girişiminiz inovatif yani yeni ya da piyasada tam anlamıyla benzeri olmayan bir girişim ise rakipleriniz var demektir. Söz konusu rakipler sizden önce girişimde bulundukları için her halükarda sizden avantajlıdır. Onların sahip olduğu pazar payını, artılarını ve eksilerini iyi analiz etmelisiniz.
Tüm yapılması gereken analizlerin sonucunda, rakibinizin sunduğu cazip unsurlardan daha fazlasını, eksik olarak gördüğünüz unsurları ise artı olarak sunabilmelisiniz. Aynı artı ve eksiklere sahip olmanız ise her daim rakibin gölgesinde kalmanıza neden olur.
Bir girişimde bulunduktan hemen sonra çok kısa sürede çok iyi paraların kazanılacağı zannedilip, az bir gidere sahip olunacağı düşünülür. Özellikle klasik mantık olarak "ayda 1.000 TL'den 5 müşteri bağlasam, 1 ayda 5.000 TL para kazanırım. Valla çok iyi para..." şeklinde düşünülüp denize balıklama dalar gibi girişimde bulunmak, betona balıklama dalmak ile aynı etkiyi yaratır. Gelirinizi ne kadar fazla, giderinizi de ne kadar düşük hesap ederseniz, dalışa geçtiğiniz yükseklikte o kadar fazla olur.
Hiç bir girişim ilk etapta çok iyi paralar kazandırmadığı gibi, iyi paralar kazanmak için iyi paralar harcamayı gerektirir. Bunun yanı sıra sattığınız ürün ya da hizmetin fiyatı ne ise, onun tamamı asla cebinize girmez. O paranın bir kısmı vergi olarak devlete gider. Diğer giderleri de en ince ayrıntısına kadar düşündüğünüzde "çok iyi para" dediğiniz miktar aslında çok yetersiz gelebilir.
Bizim ülkemizde girişimciler için en büyük tehlike sürekli meydana gelen krizlerdir. Ülkenin bir yerinde bir olay olur, siyasi sorunlar yaşanır, dolar bir anda fırlar, temel ihtiyaçlara yüksek zamlar gelir, kendi içimizde yaşadığımız krizlerin yanı sıra başka ülkelerde yaşanan krizlerden dahi kriz yaşarız. Bu krizler özellikle yeni girişimler için çok tehlikelidir.
Sürekli meydana gelen krizler gelirin düşmesi anlamına gelir. Bu da bir noktadan sonra giderleri karşılamakta zorlanmaya neden olur. Giderleri karşılamakta zorlanmak ise küçülmeye, küçülmede yüksek gelirler elde etmek için adımların atılmaması anlamına gelir. Bu tarz kriz dönemleri geçene kadar idare edilebilecek miktarda yedek parayı kenarda hazır olarak bulundurmak gereklidir.
Bir girişimin başarıya ulaşmasında sayılması muhtemel onlarca unsur olduğu gibi, başarısızlığa ulaşmasında yapılan onlarca hata vardır. Bu hatalara düşmemek için her daim hazırlıklı olunmalı, maddi açıdan gerekli önlemler alınmalı, ziyadesiyle araştırma yapılmalı, beklentileri yüksek tutmamalı ve yüksek tutulan beklentilere göre hareket edilmemelidir.
Kaynak: girisimcikafasi.com